22 Kasım 2014 Cumartesi

GÜVENİLİRLİK

    Bir kişiye ne kadar güvenebiliriz? En çok tanıdığımız kişilere güveniriz değil mi? Sokakta gördüğmüz bir adama güvenemeyiz. Ama aslında her zaman her an içimizde bir kuşku vardır. İşte bu kuşku bizi hayatta tutar. Ev sallandı acaba deprem mi olacak? Kapıyı kitledim mi kontrol edeyim.  Yıllardırbu bizi hayatta tutmuştur. İlk adamları bile duydukları sesten dolayı silahlanıp mamut saldırısına hazırlanmalarının sebebidir kuşku. Aslında herkeste az bir paranoya vardır. Tam olarak güvenemeyiz hiç kimseye. Bana söyleyin sonuna kadar %100 güvenilir biri var mı? En çok güveneceğinize bile tam olarak güvenmiyorsunuzdur. En fazla %99 ama %100 değil.

17 Kasım 2014 Pazartesi

GERÇEK BİR BÜTÜNLÜK OLMAK

    Gerçek bir bütünlük olmak için o bütünlüğün gerçekten parçası olmak gerekir. İnsanlar gelişmek için bir takım gruplar(şirketler) kurup para kazanmaya çalışıyor.  Karınlarını  doyurmaya çalışıyorlar. Halbuki herkes bir birlik, bütünlük olsa hem herkes kazanacak hem rekabet azalacak. Rekabet azalırsa hırs, hırsın getirdiği öfke, öfkenin de getirdiği düşmanlık azalacak. Rekabet sevenler, yapmayın bu gidişle düşman kazanırsınız. Tabii spor müsabakaları hariç. Orada kimse düşman olamaz. Rekabet olsa bile.

DOST

    Dostluk ile arkadaşlık ayrıdır. Kimse asla dostunu yarı yolda bırakmaz. İstese de bırakamaz. Ama arkadaş istese bırakabilir. Arkadaşım dersin bırakırsın. Tabii onunla çok iyi anlaşabiliyor olabilirsin. Ama arkadaş her zaman kötü gününde yanında olamayabilir. Tabii olur ama her zaman değil. Dost iyi günde kötü günde her zaman yanında olur. Hiç değilse içinden olma isteği fışkırır. Arkadaş ile samimi olunursa dost olunmuş olunmaz. Arkadaş ile bağlı olunmalı. Ona gerçekten çok sevgi duyulmalı. Bugünün değişiyle "kanka"olunmalı. Dostluk budur.

16 Kasım 2014 Pazar

BİLGİ

    Ne kadar bilgili olabiliriz ki? Bilginin sınırı yoktur derler. Bu doğru. Gerçekten de bilginin sınırı yok. Ama insanlar bilgiden çok bilginin getirdiği şeyi çabuk istiyor. Bir iş yapmadan. Kimse bilgiye sahip olup daha iyisini yapmayı hedeflemiyor. Kimseye yarar sağlamıyor. Tabii bunların yanı sıra birçok bilim adamı, mucit, yaralı işler yaparak zengin olmayı başarabilen birçok kişi var. Aslâ çabalamadan ona sahip olunamaz. O belki bizi yaşatıyor ama ona bağlılığımız o kadar çok ki. Bu hırsla birbirimizi yiyoruz zaten. İnsanlar biraz çaba gösterse bilgiyi bir tık arttırsa sonunda ortaya gökkuşağından daha renkli bir şey çıkacak.

SONUNDA!

   Uzun zamandır açamadığım hesabımın şifresini bugün sıfırlayıp değiştirmeyi başardım. Artık yazmaya başlayabilirim.

3 Eylül 2014 Çarşamba

NESLİ TÜKENEN HAYVANLAR

    Nesli tükenen hayvanları niye biraz yakalayıp onları çiftleştirme çiftliklerinde çoğaltmıyorlar? Onları kamerayla çekiyorlar, o hayvanın neslinin tükenmekte olduğunu söylüyorlar. Ama ben hiç nesli tükenen hayvanların çiftliklerine pek sık rastlamıyorum. Hatta hiç rastlamıyorum hiç onların çoğaltıldığı ile ilgili bir proje duymadım. Ama tabii en çok gökdelen projelerini duyuyorum. Onların da yaşamaya hakkı var. Onlar da soylarını ilerletebilecek haklara sahipler.

KUŞLAR

    Kuşlar binalar arasında kaybolmuş uçuyorlar. Konacak ağaç, yiyecek solucan arıyorlar. Yerde bir ekmek parçası bulsalar, ne parçası kırıntısını bulsalar hemen konarak iştahla yemeye başlar. Her bir hareketten kaçar korkudan çatılara sığınırlar. Pencere pervazına konmuş yiyecek beklerler kötü kalpli insanlar yemek vermem diye kovarlar kuşcağızı. Bu kötü insanlar gibi yapmayalım. Her gün pencerenin pervazına biraz ekmek koysak, onlar için büyük mutluluk. Onu yemek için kavga ederler. Kuşları birbirine düşurmemek için en ideali ekmeği bir kuşun yiyebileceği kadar bölüp her bir parçayı farklı bir pencere pervazına yerleştirmek en mantıklısıdır. Bunu bütün mahalle yaparsa, bütün şehir, bütün ülke, bütün dünya, yapabilen herkes, ekmeğini kuşa ayırabilecek imkanı olan herkes bunu yapsın. Çünkü onların çöplerden yemesini ismiyorsak, şehir pisliğinde zehirlenmiş balıkları yemelerini istemiyorsak, en önemlisi vicdanımız varsa bunu yapmalıyız.

MACERAPERESTLER

    Bazı maceraperestlerin macera dediği maceralar sizce nelerdir? Bazısı adrenalin ister. Su kayağı yapmayı, paraşütle atlamayı, su altına dalmayı, uçak kullanmayı, kaykayla hareketler yapmayı, extreme sporlar yaparlar. Bazısı okadar adrenalin istemez kendini tehlikeye çok atmasa da biraz atar. Mesela piramitlerin içini gezmeyi, mağaraların içine girip çıkmayı, ormanda bir gece yaşamayı, çölde kamp yapmayı tercih eder. Onlar da tehlike yaşarlar hem de ne tehlike. Bazısı ise biraz daha sakindir. Onlar en sakinleridir. Maceralı kitaplar okurlar, macera filimleri izlerler, bir macerayı anlatan müzikler dinlerler. Size üç farklı maceraperest türü anlattım. Macera heyecanlandırır. Ne olursa olsun ister kitap okuyun ister mağara gezin ne olursa olsun macera adrenalin ister. Fiziksel veya beyin yoluyla. Adrenalin düşkünlerine işte üç farklı hobi türü. 

11 Ağustos 2014 Pazartesi

SIR

    Birine, çok güvendiğiniz birine bir sır söylediğinizde özellikle sır tutabilse bile kendinin de çok güvendiğ başka birine bu sırrı açıklar. Sırrı kimseye söylememesini tembihler. Sonra o da çok güvebdiği birine açıklar. Kimse olayın bu kadar büyüdüğünü bilmez. En sonunda herkes sırrı öğrenmiş olur. Sır birine açıklandı mı sır olmaktan çıkar. Ya sır vermeyin kimseye, ya da kesinlikle ne kadar güvenirse güvensin birine söylememesi için uyarın.

TENİS

    Bugün sabah kalkıp tenis yaz okuluna gittim. Orada önce atletizm yapıp sonra tenis dersine geçtik. Uzun 2 haftalık bir tatilden sonra ilk defa gelmiş gibiydim. Tabii servistekileri, bazı arkadaşlarımı unutmadım ama yeni gelenler vardı. Yeni gelenlerle de kaynaştık. Eğlenceliydi ve öğlen 12 de bitti. Eve geldim. Yemek yedim... 

10 Ağustos 2014 Pazar

AĞAÇ

    Ağacın, yeşilin değeri büyüktür. Ama insanlar onları katlederek yerine binalar yapıyorlar. O binalar hem kirlilik hem havasızlık yaratıyor. Binlerce ağaç kesiyorlar, tonlarca beton yığını binaları yerine koyuyorlar, sonra üç beş ağaç koyuyorlar, sonra o kadar katlettikleri ağaçları unutup ama bahçe olarak ağaç koyduk diyorlar. Baktığımızda kestikleri ağaç sayısı 1000 ektikleri ağaç sayısı 100. Yani 900 ağaç katlediyorlar. Gelecek nesillere havasız bir ortam bırakacaklar, haberleri yok.

SİGARA

    Sigara ve diğer tütün ürünleri, puro veya nargile gibi, son derece zararlıdır. Sigara veya diğer tütün ürünlerini tüketen gördüğünüzde uyarın. Bunları tüketirseniz normalden daha erken öleceğinizi bilmeniz gerekir. Normalde 90 yıl yaşayacağınıza mesela 70 yıl yaşarsınız. Lütfen buna dikkat edelim. İçenleri uyaralım. 

İYİ İŞ - KÖTÜ İŞ

    Bazı insanlar bazı insanlara kızar. Sen kötü bir iş yaptın sen kötüsün. Bu uyarı anlamsızdır. Ne yaparsan yap onu iyi yapamazsın. Onu ne kadar uyarırsan uyar o değişmez. Ancak seni çok güvenilir biri olarak bilmeli. O zaman senin doğru söylediğine inanmalı. Ancak bu kişi çok kötü değil de sadece biraz kötü ise hemen uyarılması gerekir. Bu kişiler böyle bir ortamda böyle eğitilmiştir. Kötü işe eğilimli kimseler çok alıştıklarından iyi olamazlar. Kötü iş yapmak sigara içmek gibidir. Sigara kötüdür ve bağımlılık yapar. Kötü iş de kötüdür ve bağımlılık yapar.

İNSANLIK

    İnsanlar kendilerinden başkasını düşünmezler. Özellikle hayvanları ve insanları ikiye ayırırlar. Aslında farkı yoktur. Tek fark zekânın farklı çalışması. İnsan zekâsı geniştir. İnsan dışı canlıların zekâsı içgüdüye yöneliktir. Ama insan kendini okadar farklı görür ki kendini diğer insanlardan da ayırır. Her Amerikan filmlerinde görürüz. İnsanlığın gelişimi için... Diye bir laf vardır. Onlar sadece ve sadece insanı düşünen düşüncesiz insanlardır. O kişiler etrafta en çok hangi canlıyı görüyorlarsa onun akıllı olduğunu düşünenlerdendir. Ama bir şeyi unutuyorlar. Böcekler insanlardan daha fazla.

UÇAK

    Uçakla uçan milyonlarca milyarlarca kişi nereden nereye gidiyor? Hani gerçek turistleri biliyorum o ülkeden o ülkeye uçan seyahatçileri demiyorum. Ben o İstanbuldan Bursaya gidenleri diyorum. Sadece bizim Türkiye'de delğil, tüm dünyada oluyor bu. Çoğunlukla Türkiye ama... Yani benim bildiğim. O Avrupalılar yolculuk etse etse trenle yolculuk yapar, uçakla farklı ülkeleri gezerler. Uçak kullanıp da çok yakın şehirlere yolculuk yapan çok biliyorum. Bizim bu havayollarında da kabahat var. Havayolları İstanbuldan Bursaya veya İzmirden Muğlaya veya Antalyadan Mersine uçuş yapmasa böyle tembellik yapmayacak insanlar. Demiryolu yapsalar Türkiyenin her yerine, daha kolay olacak. TCDD ve TCK hadi şu pahalı uçak merakına son verelim!

TRAFİK

     Trafik deyince akla İstanbul trafiği geliyor. Ama bodrumda İstanbul trafiği kadar trafik var. Sebebi şu: bodrumlu vatandaşlarımız araba kullanırken turistik bölgede yaşadıklarını unutuyorlar. Ama yoğun turist kalabalığı arabaların dar sokaklardan geçmelerini engelliyor. Aslında bunu onlemek için Bodrumluların turist olan zamanlarda çok dar sokaklarda araba kullanmamaları lazım. Gelelim İstanbul trafiğine. Türkiyenin en bol nüfusun olduğu şehir. Sorun şu turistin ve sanayinin bol olduğu bir sanayi şehrine akın akın göç yapılırsa olacağı budur. 

9 Ağustos 2014 Cumartesi

BUGÜN

    Bugün ben burada internetin az olduğu yerde yazımı yazıyorum. Bir yandan babam beni kahvaltıya çağırıyor, bir yandan yazı yazıyorum. Lütfen blogu ziyaret ettiğiniz zaman yorum yazın. Yorumlarınızı bekliyorum. Anketlere de katılın mesela şimdiki kaçkişi ziyaret etmiş anketine katılın. Bu benim için önemli. Neyse tatilimin son günü ve kahvaltı edip lazerin başına geçicem. Sonra adaya gidip dönücem ve arabaya binip İstanbula yol alıcam... Neyse ben fazla yazamıyorum hemen kahvaltıya gitmem lazım.

8 Ağustos 2014 Cuma

ERA BODRUM YELKEN KULÜBÜ

    Ben bu haftanın başında (cumartesi günü) Bodrum'a geldim Pazar günü kurs başladı ben optimist kullanmak istiyodum çünkü lazer istemiyodum ama sonra lazeri çok sevdim optimistten daha çok. Burada çok eğlendim. Hayatımda 2 yıl optimist kullandım (2 hafta eder) ama hiç düşmedim, batmadım. Ama lazerde bu güne kadar yani Pazardan Cumaya kadar 13 kere düştüm, battım. Yani hangisinin daha eğlenceli ve hızlı olduğuna siz karar verin. Bugün sertifika aldım 3. oldu. Lazer optimiste göre daha eğlenceli ve daha hızlı ama daha zorlu. Geri çevirmesi ve çıkması daha zor. Ama optimis ile dusup geri çevirdiğinde içerideki çamçaklarla( su çıkarmak için küçük kovalar) suyu çıkarmak gerekiyor. Ama lazer öyle değil. Lazerdeki su delikten kendi çıkıyor. Sadece çevir ve kullanmaya başla. Bu kadar kolay. Ben giderken görüyodum optimistleri düşmüş çevirmiş de su boşaltıyor. Hızlı hızlı onunla uğraşıyo. Neyse benden bu kadar yarın öğleden sonra Çelebi adasına( tavşan adası) gidicez. Orada her sene yaptığımız gibi dolaşıp yine botlarla kulüpe dönücez. Oradan da istanbula arabayla yavaş yavaş otobanda deli gibi hız yapmadan dönücezzzzzzzzz...

19 Nisan 2014 Cumartesi

PARALEL EVREN

    Bence paralelevren teorisi doğru. Yani başka bir evrende birkaç milisaniye önce ya da sonra ben varım ve mesela bir dakika sonraki yaptığım şeyi yapıyorum. Yani birinde 40 yaşında bir adamım birinde daha yeni doğuyorum. Her milisaniye arkaya yeni bir evren ekleniyor anında evren en baştan oluşmaya başlıyor. Belki bunu biliyorsak. Evrende yolculuk yaparak kendi ordumuza sahip olabiliriz çünkü bunu bildiğin takdirde ikna etmek yeter(yani tipin çok değiştiyse).

17 Nisan 2014 Perşembe

PETROL

    Petrol devi olan Arapları anlamıyorum. Zengin oldular diye altın tuvaletlerin içine ediyolar. Sen lüküs içinde altın tuvaletlere ederken parasızlıktan ölen Araplara versene o içine ettiğin altın tuvaletleri. Belki ilerde fakirliğin ne olduğunu bildiğinden büyük bir işe girer de yardım eder fakirlere. Madem o altını kullanmıyosun, onu ver. Adamlar kafalarına göre harcıyolar. Paraya da doyamıyolar. O petrol çok harcanmaktan bir gün bitecek, o zaman altın tuvaletleri söküp söküp satıcaklar. Hepsi teker teker dökülücek sokaklara. Ama zaten bitme nedeni petrol kalmayınca herkesin Arabistana gitmeleri olur. 

İSTANBUL

    İstanbuldaki gökdelenler az, küçük binalar fazla olduğundan İstanbuldaki dengesiz bina yapısı manzarayı bozuyor. Bu dengesizliğin nedeni İstanbulun New York gibi büyük bir şehir haline gelmesinin istenmesi. Aslında İstanbul bu potansyelde değil. New Yorktaki büyük binaların İstanbulda da olması misteniyor. Ama bu hızlı ilerleyiş fazla hızlı. Bir gün İstanbul bunu kaldıramayacak ve Batacak duruma gelecek. Çünkü  daha şimdi öyle büyük binalar yapılırsa ileride kirli bir paçavra haline gelecektir. Tabii bu bir tahmin.

16 Nisan 2014 Çarşamba

GOOGLE GMAİL YAZIŞMALARINI OKUYOR

    Google, uzun yıllardır Gmail sistemindeki e-postaları yazılımlarıyla “okuyor” ve kullanıcılara mektupların içeriğine uygun şekilde reklam gösteriyordu. Ancak, zamanında ABD senatosunda bile büyük tartışmaya neden olan bu reklam sistemi için Google’ın kullanıcıları ile arasında bir sözleşme bulunmuyordu.Google nihayet kullanıcı sözleşmesinin içine, kullanıcıların özel yazışmalarını okuyarak yazışmanın içeriğine göre reklam gösterebileceğine dair bir paragrafı kullanıcı sözleşmesine dahil etti.

PETROL FİYATLARI YÜKSELİYOR

   

 Petrol fiyatları, dünyanın en büyük petrol tüketicilerinden Çin’de açıklanan büyüme verisinin piyasa beklentilerini aşması ve Rusya-Ukrayna arasındaki gerilimin tırmanmasının etkisiyle yükselişine devam ediyor.Brent türü ham petrolün varil fiyatı, hafta başından bu yana süregelen hızlı yükselişine bugün de devam etti. Dün güne 108,79 dolardan başlayan Brent petrolün varil fiyatı, Ukrayna’ya ilişkin endişelerin etkisiyle en yüksek 109,72 doları gördükten sonra günü 109,33 dolardan tamamladı. Bugün ise güne 109,29 dolardan başlayan Brent petrolün varil fiyatı, Çin’de büyüme verilerinin piyasa beklentilerinin üzerinde gelmesi ve Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin artarak devam etmesinin etkisiyle 110 doları aştı. Brent petrolün varil fiyatı şu dakikalarda ise 109,93 dolar seviyelerinden alıcı buluyor.
Analistler, Çin’de yüzde 7,4 olarak açıklanan ilk çeyrek büyüme verisinin hükümet hedefinin altında kalmasına karşın piyasa beklentisi olan yüzde 7,3′ün üzerinde geldiğini anımsatarak, talep artışına işaret eden verilerin yanında, Ukrayna’ya ilişkin gelişmelerin de Brent petrolün varil fiyatı üzerinde yukarı yönlü hareketi desteklediğini kaydediyor. Brent petrolün varil fiyatındaki yükselişin devamı için 110 doların üzerinde kalıcılık arandığını belirten analistler, bunun gerçekleşmesi durumunda 112,3 dolar seviyelerinin gündeme gelebileceğini dile getiriyor.
ABD Batı Teksas türü ham petrolün (WTI) varil fiyatı ise 12 Mart’tan bu yana içinde bulunduğu yükseliş trendine bugün de devam ediyor. Dün 102,9-104,0 dolar bandında hareket eden WTI varil fiyatı günü 103,76 dolardan kapattı. WTI bugün ise en yüksek 104,81 doları gördükten sonra şu dakikalarda 104,63 dolardan işlem görüyor.
Analistler, WTI varil fiyatının bugün bir süredir içinde bulunduğu yükseliş kanalının da üzerine çıktığını belirterek, bundan sonraki yukarı yönlü hareketlerin ivme kazanabileceğine işaret ediyor. Ham petrolün varil fiyatının 105,2 dolar direncini test edebileceğini ifade eden analistler, ABD’de açıklanacak olan haftalık stok verilerinin yön üzerinde etkili olabileceğini, olası geri çekilmelerde ise 100 günlük hareketli ortalamanın da geçtiği 102,58 dolar seviyelerinin gündeme gelebileceğini kaydediyor.

MALEZYA UÇAĞI BULUNDU

    Kayıp Malezya uçağını arama çalışmaları Hint Okyanusu’nda 11 askeri, 3 sivil uçak, 11 gemi ve insansız denizaltılarla devam ederken, enkazın bulunduğuna dair açıklama Blue Water Recoveries’in direktörü Mearns’dan geldi.Dünyanın önde gelen enkaz arama uzmanı olarak bilinen İngiliz kurumu direktörü Mearns, “Aslında enkazın yerini buldular diye düşünüyorum. Hükümet henüz bunu duyurmadı, eğer birisi bana ‘teknik olarak ellerinde yeterli bilgi var mı’ diye sorarsa cevabım tamamen evet” ifadesini kullandı.
Mearns, bu kadar emin konuşmasının sebebinin kara kutudan alınan sinyaller olduğunu dile getirerek, “Okyanustan rastgele sinyalleri duymuyorum, bunlar geçici sesler değil. Gelen çok iyi dört algılama var. Bu başka bir şey olamaz” diye konuştu.

David Mearns, İkinci Dünya Savaşı’na katılan ve 19 Kasım 1941 tarihinde Hin Okyanusu’nda batan Avustralya Deniz Kuvvetleri’ne ait Sydney isimli savaş gemisinin enkazını 2008 yılında bulmuştu. Mearns’ın bu başarısı Avustralya tarafından onur madalyasıyla ödüllendirilmişti.

GENÇ ANNE-BABA

    Haberde genç annenin 12 yaşında olduğu ve hala ilkokulda okuduğu belirtildi, baba ise 13 yaşında. 12 yaşındaki annenin, doğumu Pazar akşamı yaptığı, 3.18 kg ağırlıkta bir kız çocuğu dünyaya getirdiği belirtildi.

Yasal nedenlerle ismi açıklanmayan 12 yaşındaki genç annenin, 27 yaşındaki annesi ile Kuzey Londra’da yaşadığı belirtildi. Haberde İngiltere’nin en genç çiftinin, çocuklarını birlikte yetiştirmeyi planladıklarının öğrenildiği yazıldı.

İNTERNET

    İnternet dünyayı ele geçirdi. Artık her iş internet ile yapılıyor. Dünya internet olmasa batıcak gibi oluyor. Acaba büyük bir meteor düşse. O meteor tüm elektrikleri kesse. Trilyonlarca canlı ölse. Geride kalan insanlar ne yapacak? Elektrik yok. Hadi onu hallettin uydu yok. Yani çok zor durumda kalınırdı. Bence Dünya'dan başka gezegenlere kolonileşmeden önce Dünya'ya meteorlar düşerek yiyip bitiricek. Ve çok az insan kolonileşicek. Umarım böyle bir olay olursa en az bir dişi bir erkek hayvan alırlar.

YAZ TATİLİ

    Yaz tatilinde insanlar denizin olduğu yerlere giderler. Ama hiçgitmediğimiz, bilmediğimiz bir yere gitmek daha mantıklıdır. Gittiğin yeri bilmezsen beğenme olasılığın artar. Şimdi bakıyorum Antalya'da birsürü Türk yaz tatili yapıyo. Oradaki turistlere hak veriyorum ama Antalya herkesin bildiği yer. Türkiyenin de bilmediğimiz yerlerine gidebiliriz. Turist olmak ayrıcalıktır.

HOBİ

    Hemen hemen herkesin hobisi vardır. Kimisi resim yapar, kimisi futbol oynar, kimisi satrançoynar. Ama herkesin hobisi olmak zorunda değildir. Hobisizler sıkıcıdır ama kötü değildir. En azından hobisi olanların sohbetleri vardır. Hobi geçim kaynağı olmasa da hayatın bir bölümünü kaplıyor. Bazısı hobisiz yaşayamaz, bazısı hobiyi görmez bile. Ama hobi hayatta bir destektir aslında.

SORU 1

    Neden yaşam vardır? Bu soruyu yorumlarınız ile cevaplayınız...

KİTAPLAR

    Bazısı roman sever, bazısı polisiye sever, bazısı macera sever, bazısı ise klasiklerden hoşlanır. Bu bazen tercih, bazen özenti, bazen örnek almaktır. Kişi kendine göre kitap seçmeli. Bunu her zaman bilir ama farkına varması da gerekir. Bunu bildiğini bilmez çünkü çabalamamıştır. Bunu öğrenmenin en kolay yolu önce farklı türden kitaplar almaktır. 2. adım ise bu kitapların özetini okumaktır. Sıkıldığını elemek, ve sonunda bulmaktır.

HAYVAN BARINAKLARI

    Hayvan barınaklarına gelip gelip gidenlere sinir oluyorum. O köpeğin ne kadar acı çektiğini, aç kaldığını bile bile, petshoplardaki besili köpekleri alıyorlar. Ne olur oradaki hayvancağıza yardım etsen kollarını açıp ona barınacak yer versen? Sonra o köpekleri alan bazıları sırf zayıf oldukları için beyenmeyip sokağa bırakıyorlar. Onlar da hastalanıp ölüyorlar. Yani o alıp sokağa atan kişi katil oluyor. NOT: Petshoplardan hayvan almayın bakabilecekseniz barınaklardan alın. İnşallah bunu bir petshop sahibi okumaz. Çünkü bunu okuyanlar umarım bana hak verip petshopu bırakacaklardır. O petshop sahipleri ise gidip barınak açsınlar.

PARA

    Para olmasaydı hayat zor olurdu derler. Ama ben böyle düşünmüyorum. Bence takas daha iyi. Çünkü insanlar parayı görünce deliye dönüyorlar. Aslında o para hayatta kolaylık sağladığı gibi insanları birbirine düşürmeyi de bilir. Para sayesinde hırsızlık arttı, aşırı hırs dönemi başladı, hırslı dostlar kavga dozunu yükseltti, emeksiz para kazanmalar arttı. Halbuki eskiden ne güzel ürettiğini verir, üretileni alırlardı. Üretim azaldı. Para olmasaydı bizim ÇATLAK TAYYİP başımıza üşüşmeyecekti.

HABER ANLAYIŞI

    Hep haberlerde kanlısahneler görürüz. Mâdem okadar kanlıhaber yayınlıyosunuz, neden haberden önce şiddet-korku +7 işaretleri koymuyosunuz da neden genel izleyici kitlesi koyuyosunuz? Bunu ölçemezmisiniz? Habere göre o işaretleri ayarlamalılar. Genel izleyici kitlesini koyuyolar, oturtuyolar televizyon başına büyük küçük aileyi, sonra çıkan başlıklar:VAN'DA 1 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ. OĞLUNUN ASKERDE ÖLDÜĞÜNÜ DUYAN ANNE KOMADA YATTI. 9 YAŞINDAKİ SEFA'NIN CESEDİ DENİZDE BULUNDU. Bu başlıkları izleyen küçük çocuklar aaa tam o kovboy filmlerindeki gibi soygun yapıyolar çok akıllıcaaa diye iyi zannedebilir.

15 Nisan 2014 Salı

GÖKDELEN İSTİLASI

     Müteahitlerin kontrol dışına çıkması ile o arsa benim o arsa senin koşuşturuyorlar. O mimarlar gökdelenleri dikerken zengin olyuyorlar, paraya doyamayıp büyütüyorlar. Mesela Ali Ağaoğlu. Maslaktaki Belgrat Ormanı'nın katili. Adam ormanın ortasına dikmiş gökdeleni, koymuş insanları, artık her yer konutlarla kaplı. Bu herifler para kazanacak diye dünya kirleniyor. Hem manzaradan olduk, hem Oksijenimizden olduk, hemde huzurumuzdan olduk!

GALATASARAYLI KANARYA OLUR MU?

    Galatasaraylı kanarya elbette olur. Bu kanaryanın isteğine bağlıdır. Benim RAHMETLİ KANARYAM RIFKI Galatasaraylıydı. Rengi hem sarı,hem kırmızıydı. Çünkü kırmızı tüyleri sarıya dönerken kırmı tüyler sarıların arasında kalıyordu. İstenirse Fenerbahçeli aslan olacağı gibi bu da olur. Benim kanaryam olduğunu duyanlar ooo hiç Galatasaraylıdan beklenmeyecek harekeeet falan diyolar. Benim itirazım buna. Sen evde kedi besliyosun sana Galatasaraylı diyomuyuz hiç?