22 Kasım 2014 Cumartesi

GÜVENİLİRLİK

    Bir kişiye ne kadar güvenebiliriz? En çok tanıdığımız kişilere güveniriz değil mi? Sokakta gördüğmüz bir adama güvenemeyiz. Ama aslında her zaman her an içimizde bir kuşku vardır. İşte bu kuşku bizi hayatta tutar. Ev sallandı acaba deprem mi olacak? Kapıyı kitledim mi kontrol edeyim.  Yıllardırbu bizi hayatta tutmuştur. İlk adamları bile duydukları sesten dolayı silahlanıp mamut saldırısına hazırlanmalarının sebebidir kuşku. Aslında herkeste az bir paranoya vardır. Tam olarak güvenemeyiz hiç kimseye. Bana söyleyin sonuna kadar %100 güvenilir biri var mı? En çok güveneceğinize bile tam olarak güvenmiyorsunuzdur. En fazla %99 ama %100 değil.

17 Kasım 2014 Pazartesi

GERÇEK BİR BÜTÜNLÜK OLMAK

    Gerçek bir bütünlük olmak için o bütünlüğün gerçekten parçası olmak gerekir. İnsanlar gelişmek için bir takım gruplar(şirketler) kurup para kazanmaya çalışıyor.  Karınlarını  doyurmaya çalışıyorlar. Halbuki herkes bir birlik, bütünlük olsa hem herkes kazanacak hem rekabet azalacak. Rekabet azalırsa hırs, hırsın getirdiği öfke, öfkenin de getirdiği düşmanlık azalacak. Rekabet sevenler, yapmayın bu gidişle düşman kazanırsınız. Tabii spor müsabakaları hariç. Orada kimse düşman olamaz. Rekabet olsa bile.

DOST

    Dostluk ile arkadaşlık ayrıdır. Kimse asla dostunu yarı yolda bırakmaz. İstese de bırakamaz. Ama arkadaş istese bırakabilir. Arkadaşım dersin bırakırsın. Tabii onunla çok iyi anlaşabiliyor olabilirsin. Ama arkadaş her zaman kötü gününde yanında olamayabilir. Tabii olur ama her zaman değil. Dost iyi günde kötü günde her zaman yanında olur. Hiç değilse içinden olma isteği fışkırır. Arkadaş ile samimi olunursa dost olunmuş olunmaz. Arkadaş ile bağlı olunmalı. Ona gerçekten çok sevgi duyulmalı. Bugünün değişiyle "kanka"olunmalı. Dostluk budur.

16 Kasım 2014 Pazar

BİLGİ

    Ne kadar bilgili olabiliriz ki? Bilginin sınırı yoktur derler. Bu doğru. Gerçekten de bilginin sınırı yok. Ama insanlar bilgiden çok bilginin getirdiği şeyi çabuk istiyor. Bir iş yapmadan. Kimse bilgiye sahip olup daha iyisini yapmayı hedeflemiyor. Kimseye yarar sağlamıyor. Tabii bunların yanı sıra birçok bilim adamı, mucit, yaralı işler yaparak zengin olmayı başarabilen birçok kişi var. Aslâ çabalamadan ona sahip olunamaz. O belki bizi yaşatıyor ama ona bağlılığımız o kadar çok ki. Bu hırsla birbirimizi yiyoruz zaten. İnsanlar biraz çaba gösterse bilgiyi bir tık arttırsa sonunda ortaya gökkuşağından daha renkli bir şey çıkacak.

SONUNDA!

   Uzun zamandır açamadığım hesabımın şifresini bugün sıfırlayıp değiştirmeyi başardım. Artık yazmaya başlayabilirim.